Azerbaycan ve Ermenistan arasında kapsamlı bir barış anlaşması imzalandı ve bu önemli gelişme, Kafkasya'nın jeopolitik dengelerini altüst edebilir. Eski ABD Başkanı Donald Trump’ın, iki ülke arasındaki çatışmaları sona erdirmek için yürüttüğü diplomasi çalışmaları bu anlaşmada belirleyici bir rol oynamış görünüyor. Bu anlaşmanın arka planında yatan nedenler, iki ülkenin tarihsel sorunları göz önünde bulundurulduğunda oldukça karmaşık. Peki, Trump’ın da destek verdiği bu barış anlaşması, bölge için ne anlama geliyor?
Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki çatışmalar, Sovyetler Birliği’nin dağılmasından bu yana devam eden bir sorun olarak tarih sahnesinde yer alıyor. Dağlık Karabağ bölgesi üzerinde hak iddia eden her iki ülkenin de 1988'den bu yana yaşadığı gerginlik, her geçen yıl artan bir şekilde çatışmalara dönüşmüştür. 2020 yılındaki ikinci Karabağ Savaşı, bu tarihsel sorunların yeniden alevlenmesine neden olmuş ve uluslararası toplumun dikkatini bu bölgeye çekmiştir. Trump yönetimi, iki ülke arasındaki gerginliği azaltma çabasıyla bölgedeki müzakere süreçlerine dahil olarak, barış sağlama konusunda önemli bir adım atmıştı. Anlaşmanın imzalanmasıyla birlikte, Kafkasya'nın geleceğine dair umutlar tekrar yeşermiş durumda. Uzmanlar, bu barış anlaşmasının yalnızca iki ülke için değil, aynı zamanda bölgedeki diğer devletler için de önemli sonuçlar doğurabileceğini belirtiyor. Özellikle Türkiye’nin Azerbaycan’a verdiği destek ile Rusya’nın Ermenistan üzerindeki etkisi, bu yeni dönemdeki dinamiklerin şekillendirilmesinde kritik rol oynayacak.
İmzalanan anlaşma, tarafların birbirlerine olan güvenini yeniden tesis etmeyi ve uzun vadeli barışın inşasını hedefliyor. Anlaşma metni, sınır düzenlemeleri, mültecilerin geri dönüşü ve ekonomik iş birliği gibi konuları kapsıyor. Ayrıca, iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin geliştirilmesi ve bölgesel projelere dahil olmaları teşvik ediliyor. Uzmanlar, bu adımların uzun vadede hem Azerbaycan hem de Ermenistan için ekonomik faydalar sağlayabileceğini düşünüyor. Ancak, anlaşmanın uygulanması sürecinde karşılaşılacak zorluklar da mevcut. Özellikle, her iki taraf arasında geçmişe dayanan güvensizlik, uygulama aşamasında sorunlara yol açabilir. Bu nedenle, uluslararası toplumun sürece aktif katılım göstermesi, anlaşmanın başarıya ulaşmasında önemli bir rol oynayabilir. Geçmişteki çatışmaların tekrar yaşanmasını önlemek amacıyla, güçlü bir denetim mekanizması ve yardımlaşma platformu kurulması gerektiği belirtildi.
Sonuç olarak, Trump’ın Kafkasya’ya yönelik barış çabaları, tarihi çatışmaların son bulmasına yardımcı olabilir. Bu anlaşma, hem Azerbaycan hem de Ermenistan için yeni bir başlangıç olma potansiyeli taşıyor. Ancak kalıcı bir barış sağlamak için tarafların yapıcı bir diyalog sürdürmesi ve uluslararası destekle iş birliği yapması gerekecek. Kafkasya'da barışın sağlanması, yalnızca bu iki ülkenin değil, tüm bölgenin geleceği açısından hayati öneme sahip. Barışın sürdürülebilir olması için izlenecek yollar ve atılacak adımlar, ilerleyen dönemlerde bölgedeki dengeleri belirleyecek.