Dünya genelinde dijital gizlilik ve bireysel haklara dair tartışmalar sürerken, Rusya'nın Cumhurbaşkanı Vladimir Putin'in kırılgan bir yapıya sahip olan dijital dünyayı daha da sıkı kontrol altına almayı hedefleyen yeni bir planı gündemde. "Dijital gulag" olarak adlandırılan bu projeyle, Rusya'da satılan her dijital cihazda izleme ve takip sistemleri bulundurulması zorunlu hale getirilecek. Bu durum, hem iç hem de uluslararası kamuoyunda büyük tepki toplarken, ülkenin dijital bağımsızlığına olan güveni zedeleniyor.
Putin hükümeti, 2024 yılı itibarıyla tüm ticari cihazların ve yüksek teknoloji ürünlerinin içine, kullanıcıların hareketlerini ve çevrimiçi faaliyetlerini izleyen yazılımlar yüklenmesini zorunlu kılmayı planlıyor. Bu tür bir sistemin nasıl işleyeceği ve ne tür verilerin toplanacağı henüz tam olarak açıklanmadı. Ancak, benzer uygulamalar, daha önceki yıllarda Rusya'da ve diğer ülkelerde çeşitli protesto ve insan hakları ihlallerinin yaşanmasına neden olmuştu. Uzmanlar, bu tür bir dijital gözetimin bireylerin ifade özgürlüğünü ciddi şekilde kısıtlayabileceği ve baskıcı bir rejim oluşturma potansiyeline sahip olduğunu vurguluyor.
Dijital gizlilik konusundaki kaygılar, yalnızca Rusya ile sınırlı kalmıyor. Uluslararası insan hakları kuruluşları, bu gelişmeyi dikkatle takip ederken, ülkeler arası ilişkilerin de gerilemesine neden olabileceğini belirtiyor. Özellikle Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri, Rusya'nın dijital insan hakları ihlalleri konusundaki tutumunu eleştiriyor ve olası yaptırımlar hakkında görüş alışverişinde bulunuyor. Uzmanlara göre, bu tür bir hamle, sadece Rus halkını değil, aynı zamanda Rusya'yla ticari ilişkileri olan yabancı şirketleri ve bireyleri de etkileyebilir.
Putin'in bu yeni gözetim programı, devletin gücünü artırma çabası olarak değerlendiriliyor. Dijital dünyada kullanıcıların izlenmesi, hükûmetin muhalefeti bastırma ve bilgi akışını kontrol etme girişimi özelliği taşıyor. İnsanlar, dijital ayak izlerini gizlemeye çalışsa da bu yeni sistem, devletin denetim mantığını izlemek için kapsamlı bir araç haline gelecek. Bu bağlamda, teknoloji ve bilgiye erişimin her zamankinden daha fazla önem kazandığı bir dönemde, Rus vatandaşlarının dijital hakları daha fazla sorgulanır hale gelecek. Özgürlük ve insan hakları savunucuları, bu tür bir hükümet müdahalesinin, bireylerin kişisel verilerini istismar etme riskini artıracağını belirtiyor.
Sonuç olarak, Putin’in “dijital gulag” planı, sadece bir dijital izleme mekanizması değil, aynı zamanda Rusya'nın ulusal güvenlik ve iç politika stratejileri açısından da derin yaralar açabilecek bir proje olarak görülüyor. Bu durum, hem Rus toplumu içinde hem de dünya çapında geniş çaplı tartışmalara yol açacak. Dijital gizlilik ve bireysel hakların korunması açısından adımlar atılmazsa, dijital dünyadaki bu ‘gulag’ uygulamaları, insanları bastıran bir sistemin parçası haline gelebilir. Hukuk sistemlerinin ve bireylerin bu yeni düzenlemeye karşı nasıl bir tavır alacağı ise ilerleyen günlerde netlik kazanacak.